define( 'WPMS_ON', true ); // True turns on constants support and usage, false turns it off. Y - Bursa Ansiklopedisi http://www.bursaansiklopedisi.org Bursa hakkında her şey Fri, 30 Nov 2018 16:47:10 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.2 En Eski Bursalılar “Yahudiler” http://www.bursaansiklopedisi.org/content/en-eski-bursalilar-yahudiler/ http://www.bursaansiklopedisi.org/content/en-eski-bursalilar-yahudiler/#respond Sun, 04 Nov 2018 17:05:52 +0000 http://www.bursaansiklopedisi.org/?post_type=content&p=1556

Yıllarca önce, sünnetliklerimi almak için Koza Hanında ufak bir mağazaya girmiştik. Biraz değişik şiveyle konuşan bu kişiyi, annem ve yengem de iyi tanıyordu. Ablalarımın çeyizliklerini de buradan almışlar. Bu garip şiveli kişinin bir gayrimüslim olduğunu sonradan öğrendim. Bir Müslüman din adamı olan ailemin bir Musevi’den sürekli alışveriş yapmış olmasını hep merak etmişimdir. Bu merak beni Bursa Yahudilerinin kökenlerini araştırmaya itti.

Birçok kaynakta Yahudiler, İstanbul ve Bursa’ya V. Ferdinard zamanında, İspanya’dan kovulmasından sonra gelip yerleştiği yazmaktaysa da, Sultan Orhan Gazi‘nin, Yahudihane’ye bir kol su vakfettiği birçok belgede yazılıdır. Bu da bize Yahudilerin Sultan Orhan döneminden beri Bursa’da yaşadığını göstermektedir. Orhan Bey, Bursa’yı aldığı zaman kentte, daha önce Yahudilerin bulunduğu ve bu Yahudilerin kenti terk etmediği, hatta çevre kentlerdeki Yahudileri Bursa’ya davet edip, ayrı bir mahalle oluşturduğu belgelerde yer alır.

Bazı kaynaklarına  göre ise Yahudilerin İ.Ö. 79 yılında bile Bursa’da bir kolonisi vardı. Nitekim Zindankapı’da 580 yılına ait İbranice bir yazıt bulunması, bazı eski Yunan yazıtlarında Yahudi adlarının geçmesi, Türklerden çok önce de Bursa’da Yahudilerin yaşadığı anlaşılmaktadır.

Orhan Bey, Bursa’daki Yahudilere ayrı bir mahalle tahsis ederek, orada güvenli bir şekilde yaşamaları garantisi vermesi yanı sıra, dinsel inançları konusunda da özgür bırakmıştır. Bu nedenle, günümüzde Arapşükrü Sokağı olarak anılan Yahudilik Mahallesinde Osmanlı Devleti’nin ilk sinegogu olan Efs Ehaim (hayat Ağacı) adlı tapınağın yapılmasına izin vermiştir. Anadolu’nun en eski sinagogu olan bu yapı, ne yazık ki, 1802 yangınında yanmış, diğer kısımları da yola gitmiştir. Bu yapının sadece kapısı kaldığı biliniyor.

İşte Anadolu’nun en eski Yahudileri olan ve Anadolu kökenli Yahudilere “Romanoflar” denilmektedir. 1492 yılından sonra İspanya’dan kovulan Yahudilerin önemli bir kısmı da Bursa’ya gelmiştir. Bunlara da, İspanya’dan geldikleri için “Safaradlar” denilmiştir. İspanya’dan gelen Yahudiler ayrı bir cemaat oluşturup kovulanlar anlamına gelen “Gerişue” adlı bugün de faal olan sinagogu yapmışlardır. Mayorka’dan gelenlerin  kurduğu sinagog da, Mayor adını taşımakta olup, halen varlığını sürdürmektedir.

1496 yılındaki bir kadı siciline göre, Bursa Yahudilerinin bir kısmı İstanbul’a nakledildiği yazılmaktadır. Olasılıkla, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a davet ettiği Yahudiler, İstanbul’daki ekonomiyi canlandırmıştır. Yahudilerin, yaşadıkları kent ve ülkelerini geliştirmek için her zaman, o ülkelerinin yöneticilerinin ilgisini çekmiştir.

Bursa’da bir de Yahudiler Hamamı vardır. Bursa’daki bu üç sinagog, 1801 yılındaki büyük yangında tahrip olunca, devletten de yardım alınarak onarılmasına izini verilmiştir. Devlet, sözkonusu sinagogları söylendiği gibi yapılıp yapılmadığını denetlemiştir. Ayrıca Karacabey ve M. Kemalpaşa’da da birer havra vardı.

Yahudi Hane sayısı:

1530 yılında 117 hane
1573 yılında 128 hane
1590 yılında 370 hane
1594 yılında 403 hane
1620 yılında 683 hane
1831 yılında 627 hane

Yahudi nüfusu:

1885 yılında 2.450
1888 yılında 2.559
1890 yılında 3.000
1908 yılında 3.514
1911 yılında 4.622
1914 yılında 4.126

Bursa’daki diğer azınlıklar çeşitli mahallelerde dağınık olarak bulunurken Yahudiler sadece bir mahallede, Kuruçeşme’de yaşamaları ilginçtir. Mahalleye Sultan Orhan tarafından verilen ayrıcalıklar ve Yahudilerin cemaat dayanışmasının önemi nedeniyle bir mahallede toplanmış olmalıdır.

Bursa’nın güneyinde; Maksem ile Hamzabey arasında Eski Yahudilik denilen 40 dönümlük bir mesire yeri vardır. 1934 Yıllığı’nda bile geçen bu mesire yeri, olasılıkla Yahudilerin ilk yerleşimidir. Çünkü adı üzerinde, Eski Yahudilik adıyla anılmaktadır. Yahudi mezarlığı ise Merinos’un üzerinde, Yahudilikten oldukça uzakta bulunmaktadır.

Yahudiler genellikle Bursa’daki kent ve kasabalarda yaşamaktaydı. Köylerde yaşayan Yahudi hiç yoktur. Bunun kuşkusuz en önemli nedeni yaptığı Yahudilerin yaptığı iştir. Sanatkar ve tüccar olan Yahudiler, Osmanlı yönetimi tarlalara yollamamıştır.

Bursa’daki Yahudiler, yıllar içinde sayılı sürekli artmıştır. 1530 yılında Hüdavendigar vilayetinde sadece 117 Yahudi hane vardır. 1573 yılında bu sayı 128, 1590 yılında 370, 1594 yılında 403, 1620 yılında 683, 1831 yılında 627 haneye çıkmıştır.

Nüfus olarak da, 1885 yılında 2.450, 1888 yılında 2.559, 1890 yılında 3.000, 1908 yılında 3.514, 1911 yılında 4.622, 1914 yılında ise 4.126 Yahudi yaşamaktaydı.  Fransız gezgin Cuinet’egöre ise1880’lı yıllarda Mihaliç’te: 73 Yahudi, Kirmasti’de: 80 Yahudi Buna göre tüm ilde 2.704 Yahudi yaşamaktadır. Bursakent merkezinde ise 2.548 Yahudi, Karacabey’de bir Yahudi okulu vardır.

Savaştan sonra diğer azınlıklar Bursa’yı terk ederken Yahudiler kalmıştır. Cumhuriyet döneminden sonra, 1927 yılında 1.915, 1935 yılında ise 880’i kadın 1020’si erkek olmak üzere merkezde 1900 Yahudi yaşamaktaydı. M.Kemalpaşa’da 90 yaşamaktaydı. Bu tarihte merkezde yaşayan Yahudilerin 157’si sanayici, 242’si ticaret, 18’i nakliyeci, 31’i serbest meslek, 10’u ev ekonomisiyle ilgili işlerde, 410’u da mesleği belli olmayan Yahudi vardır. Yahudilerin 750’si Türkçe, 355’i Yahudice konuşmaktaydı. Kadınların hiç biri Türkçe konuşmadığını söylemiştir.

Bursa Türk Musevi Cemaati Vakfı Başkanı İzra Venturero, M.Kemalpaşalı bir ailenin çocuğudur. Cumhuriyetin ilk yıllarında kasabalarda azalan cemaatları yüzünden diğer Yahudiler gibi Bursa’ya göçmüş bir ailenin çocuğudur. Bugün Bursa’da sadece 70 Yahudi kalmıştır.

Bursa Yahudilerinin Osmanlı ekonomisine katkısı çoktur. Sadece 1571 yılında verdikleri haraç miktarı 26 bin akçadır. Bu nedenle devlet tarafından sürekli korunmuşlardır. Yahudiler de devlete sonun kadar bağlı kalmıştır.

Yahudiler, yüzyıllardır Bursa’da Yahudilik olarak anılan yerde yaşamış, rahatça dinsel ve ekonomik özgürlüklerini sürdürmüşlerdir. Öyle ki, 1522 tarihli bir kadı sicil kaydına göre Bursa Yahudilerinin Bursa’da değil, İstanbul’da yargılanmaları konusunda bir ayrıcalık verildiği anlaşılıyor. Yine Bursa’daki Yahudilerden gümrük vergisi alınmadığı anlaşılıyor.

Buna karşın eski Bursa gazetelerinde “Yahudi Yurtseverliği” (1924 Ertuğrul Sayı 751) ve yılında “Musevi Cemaatının Hamiyeti” başlıklı haberlerde görüldüğü gibi Yahudilerin Bursa’ya gelen Rumeli göçmenlerine yardım yaptığı, savaşta da devletinin yanında yer aldığı anlaşılmaktadır. (Hüdavendigar gazetesi, 1914)

Yahudilerin Ekonomiye Katkısı

Yahudiler özellikle tıbbı, teknik, ticari ve diplomatik uzmanlıklarıyla Türk halkına önemli katkıları olmuştur. Nitekim 1493 yılında Türkiye’deki ilk matbaayı Yahudiler kurmuşlardır. Osmanlı dönemi Bursa’sında ise her azınlık sanki bir alanda bilinçli bir uzmanlığa ayrılmıştı. Yahudiler kuyumculuk, terzilik ve bankerlik yaparken, Rumlar meyhanecilik, ipekçilik yapmaktaydı. Müslümanlar ise yöneticilik ve tarım ile uğraşmaktaydı. İşte bu gruplar birbirleriyle çekişmediği gibi tersine birbirini tamamlayan, birbirlerine ihtiyacı olan bir ilişki içersinde yaşamışlardır.

19. yüzyıldan itibaren ise, Bursa Kapalıçarşısı’nda önemli etkinlikleri olduğu, devletçe de korunduğu anlaşılmaktadır. Çarşı’da Yahudilerin uzun süredir faaliyet gösterdikleri anlaşılıyor. 1573 yılına ait bir mühimme defterindeki belgeye göre, mescit yanında bulunduğu gerekçesiyle bazı Yahudilerin ellerindeki dükkanların alınmaya çalıştığı görülür. Gelen emire göre bunun doğru olamayacağı belirtilip Yahudilerin, mescit yanında dahi dükkan açabileceği buyrulmuştur. Bankerlik ve Bursa darphanesini de işleten Yahudiler, ipek vergilerini toplama işini de üstlenmekteydiler. 19. yüzyılda ise Bursa’daki 71 ipek işleyen esnaftan 38’i Yahudi’dir. A. Galanti, Bursa’ya ipek sanayini Yahudilerin getirdiğini savunur. 1714 yılında Bursa’ya gelen Paul Lucas da, Bursa ve tüm Bitinya’nın ipek ticaretinin Yahudilerin elinde olduğunu yazmaktadır.

1880’li yıllarda Bursa’ya gelen Mari Dolone,Bursa Yahudileriyle ilgili şu gözlemlerini yazmıştır: “Ticareti gelişmiş olan kentler, bazı özellikleriyle tanınmışlardır. Bu kentlerin önemli bir kısmı Yahudilerden oluşur. Bursa’nın sanayi ve ticareti ünlü olduğu için halkının bir bölümü de Musevi olması doğaldır. Bunların bazıları kuyumculuk ve ticaret ile bankerlik yapar. Genellikle de komisyonculuk ve seyyar esnaflık yapan Yahudiler, kentin bir ayrı mahallesinde yaşamaktadırlar.”

Mari Dolone’ye göre: “Bursa’daki Yahudi kadınları Doğu’nun diğer kentlerinde olduğu gibi gerek evleri içinde, gerek sokakta tümüyle başka giysiler giyerler. Hele bu kadınların başlarına giydikleri hotozun içine saçlarının  gölgesine varıncaya kadar saklarlar. Yahudi kadınların giydikleri bu hotozlar, Avrupa kadınlarının tepelerinde olan korkunç bir kubbe kadar büyük değildir. İpek kumaştan yapılmış önü açık entari üzerine bir şal kuşak sararlar. Daha üstüne bir hırka giyerler. Ayaklarına sarı papuç giyerler.” Bursa kadı sicillerine göre ise 1497 yılında Yahudi kadınlarının çarşaf giydikleri anlaşılmaktadır. Nitekim Mari Dolone’ye göre de: “Müslüman giysisi olan ipekli bir tür feraceyi de Musevi kadınlarının giydikleri bilinmektedir. Bunlar adeta birer siyah çarşaftır.”

“Yahudi giydikleri cübbelerin büyük bölümü beyaz ve bir bölümü siyah astar ile örttüklerini yazar. Yahudilerinin giydikleri başlık, siyah bir kumaş ile örtülü pamuklu ve yüksek bir külahtan oluştuğunu, başlığın çevresine pamuktan bir kuşağı sarık yerine sararlar. Osmanlı döneminde her sınıf ve milletin giysisi ayrıydı. Dolone’ye  göre ise BursaYahudilerinin büyük bölümünün giysileri, diğer halklardan farklı değildir.

Cemaat içi dayanışmaları nedeniyle mahallenin ortak bir kasası vardı. Bu geleneğin bir sonucu olarak eskiden kış aylarında Musevi zengin aileler, kapı önlerinde içlerine pekmez ve şarap konulan bakır tencereler koyarlardı. Albert Özçakır’a göre padispanya Yahudilerin yaptığı bir ekmek türüdür.

Bursa’da 2 Musevi Okulu olup, XIX. yüzyılda bu okulda 150 erkek öğrenci vardı. 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar da, Bursa Alyans İzrailit Musevi Okulu’nda okumuştu.

Karacabey’de ilginç bir tapınak bulunmaktadır. Adı Tümbekli Camii’dir. Aslında bu cami iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm kubbeli bir yapı olup, girişinde bulunan sütun başlıklarında haç yer almaktadır. Buradan ufak bir kapı ile başka bir yapıya girilir ki, burası eski bir sinegogdur. Bahçesinde halen İbranice mezar yazıtları bulunmaktadır. Yani sinagog ve Hıristiyan haçı taşıyan yapı, bugün halen cami olarak kullanılmaktadır. Bence bu özellikleri nedeniyle Tümbekli Camii, Bursa’da dinsel ve inançların hoşgörü abidesidir…

The post En Eski Bursalılar “Yahudiler” first appeared on Bursa Ansiklopedisi.

]]>
http://www.bursaansiklopedisi.org/content/en-eski-bursalilar-yahudiler/feed/ 0